Doğu Anadolu Bölgesi'nde, 1912 yılında dünyaya gelen Ayşe Hanım, Cumhuriyet'in 101. yıl dönümünde yaşam öyküsünü paylaştı. 112 yaşındaki Ayşe Hanım, Gümüşhane'nin kırsal bir bölgesinde, ailesiyle birlikte mütevazi bir yaşam sürdürüyor. On iki çocuğu ve otuz torunu olan Ayşe Hanım'ın hayatı, Cumhuriyet'in ilanından önceki zorlu koşulların yanı sıra, ülkenin değişimine ve gelişmesine tanıklık eden bir yaşam öyküsü. Yaşadığı köyde, Cumhuriyet'in ilanını komşularından duyduğunu, o günlerde yoksulluğun ve kıtlığın hakim olduğunu anlatıyor. Annesi ve babası gibi tarımla uğraşmış, savaşın izlerini taşıyan zorlu yıllardan bahsediyor. Yaşamının zorluklarına rağmen umut ve dirençle dolu anılarını paylaşıyor.
Cumhuriyet'in İlk Yılları
Ayşe Hanım, Cumhuriyet'in ilk yıllarını anlatırken gözlerindeki pırıltı, o dönemin zorluklarını ve umutlarını yansıtıyor. "Babam Çanakkale'de savaşmıştı," diye başlıyor anlattığına, "Savaş sonrası yıllar çok zordu. Elimizde olmayan sebeplerden ötürü, çocukluğumda kıtlık ve yoksulluk vardı. Giyecek elbisemiz bile yoktu çoğu zaman. Ama birlik ve beraberlik vardı. Köyümüzde herkes birbirine destek oluyordu" diye devam ediyor. Çocuklarının yetişmesindeki zorluklara değinen Ayşe Hanım, o günlerin bugünlere göre çok farklı olduğunu belirterek, Cumhuriyet'in getirdiği gelişmeleri de olumlu bir şekilde değerlendiriyor. "Şükürler olsun, torunlarımda o yoksulluğu yaşamıyorlar. Türkiye ilerledi, gelişti. Bunun için çok şükür ediyorum" diyor.
Geçmişten Geleceğe Bir Köprü
Ayşe Hanım'ın yaşam öyküsü, sadece kişisel bir hikaye değil; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar geçen zaman dilimini yansıtan bir belge niteliğinde. Ayşe Hanım'ın anlattıkları, tarihin sadece kitaplarda değil, yaşayan şahitlerde de saklı olduğunu gösteriyor. 112 yıllık yaşamında gördüğü değişimleri anlatırken, gelecek kuşaklara geçmişin tecrübelerini ve öğretilerini aktarıyor. Bu hikayenin, bugünün gençleri için önemli bir ders niteliğinde olduğu aşikar. Güllü'nün yaşam öyküsünün ülkemizin geçmişini anlamamıza ve geleceğe dair umutlarımızı beslememize katkıda bulunacağı kesin. Çanakkale gazisi olan eşinin hikayesini de içeren bu anlatı, bir asrı geride bırakan Ayşe Hanım’ın mirasının önemini vurguluyor. Ayşe Hanım'ın anıları, tarihin yaşayan birer parçası olarak değerlendirilmelidir.